ATATÜRK KAMÇATKA’DA CAMİ YAPTIRDI MI VE GERÇEKLER


Atatürk sevgisi yalancılıkla sağlanmaz.

Büyük Atatürk Kamçatka’da cami yaptırMAmıştır. Resim yazısı yanlış bilgi vermektedir. Japonya’daki caminin adı Tokyo Camisidir. Başkent Tokyo’da’dır. Kamçatka camii inşaatı, aşağıda açıklandığı gibi Müslüman azınlık başkanı Osman Osmanov önderliğinde 2006’da başlatılmıştır. Ortododks Hristiyan Kilisesi inşaatını engellemektedir. Kamçatka Rusya’ya ait toprak parçasıdır, aşağıda haritada rahatça gözleyebilirsiniz. Atatürk sevgisi yalancılıkla veya, doğru olmayan bilgileri, doğru gibi savunmakla sağlanmaz. Bu ülkeye bilimsel aklı miras bırakmış Atatürk’ün resmi üstüne yazılan bu “coğrafya fakiri”  yanlış bilgi, Atatürk’e yapılan bir hakarettir.

Bazı Atatürkçü olarak kendini ifade edenler hala “gardırop Atatürkçülüğü” de denilen, Mustafa Kemal Atatürk’ü insani sıfatlarından soyutlayıp onu havada karada, denizde, yer de, gökte ve her yerde her zaman en üstün varlık şeklinde tanımlayan, adeta antik çağ tanrılarına çeviren bir anlayışı elan sürdürmektedirler.

Tutturmuşlar “Atatürk Kamçatka’da cami yaptırdı. En doğuda, ilk güneş ışıklarının indiği yerde ilk ezanın okunduğu camiyi yaptırdı.” şeklinde tanımlamalar ile hem halkı yanlış bilgilendirmekte hem de Atatürk’ü savunan insanların da palavracı, kalitesiz insanlar olduklarını göstermektedirler.

Bir çok gerçek Atatürkçüler de bunların doğruluğunu araştırmadan anında İnternet’ten sokağa siyasi tartışma malzemesi yapmaktadırlar.

Atatürk’ün ömrü savaş alanlarında geçti. 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti devletini ve cumhuriyet rejimini ilan ettiği andan itibaren 26 Kürt isyanı, ve özellikle Sabetayist Yahudiler ile Hristiyan Rumların ve Ermenilerin yoğun olduğu bölgelerde, Kürt isyanlarını körükleyen sözde Müslümanların çıkarttığı gerici isyanlarla boğuştu.

Gardrop Atatürkçüleri onu aşırı yüceltip tanrılaştırarak nefret ettirdiler. Hepsinin de soyları, ona silah sıkmış, isyan etmiş iş birlikçilere dayanmaktadır. Bu yüceltme kasıtlı olarak öç almak için yapılmıştır.

Gardrop Atatürkçüleri onu aşırı yüceltip tanrılaştırarak nefret ettirdiler. Hepsinin de soyları, ona silah sıkmış, isyan etmiş iş birlikçilere dayanmaktadır. Bu yüceltme kasıtlı olarak öç almak için yapılmıştır.

Bir yandan da demokratik anayasa, İtalyan,Fransız, İsviçre, Alman hukuklarının incelenmesiyle çağdaş yasaları hazırlattı.

Ama, Kamçatka’ya kadar uzanmasına da gerek yoktu. Çünkü o zamanda Kamçatka’da Müslüman dahi yoktu. Varsa da 1853 Kırım savaşından, Kafkas isyanlarından sürülmüş birileri vardır ki cemaat olarak adları bile anılamazdı.

Diğer yandan batılı demokratlar ile Lenin ve diğer Rus sosyalistlerinin destekleriyle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti varken, Ruslardan tutup da Kamçatka’da cami yapma izni istemek bence yapılacak en son işti. O da, “tekrar Osmanlı yayılmacılığı hevesine kapıldığımız suçlamasına” maruz kalmamıza, onu takiben zor kurtarılmış bu devletin tekrar işgaline bile sebep olabileceği endişesini de eklersek, tek dost davranan Rusların da düşmanlığını kazanmakla sonuçlanabilecek işti.

Bu iddiayı yürütenler, Atatürk dönemi dünya siyaseti hakkında hiç bir fikir sahibi olmadıkları gibi, resmen Atatürk’ü değersizleştirme çabasındaki düşmanlarıdırlar.

Ben de Ülkücü genç bir kardeşimizin paylaşımında bunu gördüğümde şok oldum. Arkasından paylaşımının altına Sinan Meydan ile Melih Aşık’ın yazılarından tespitlerin linklerini verdim ve “Bu tarihçiler Kamçatkayı bilmiyorlarmış” gibisinden yorum ekledim.

Atatürk’ün Kamçatka ile bir hedefinin olması söz konusu değildir. Olsaydı bunca yıldır sahte Atatürkçü devlet adamlarının onu gözden düşüren ama onun adıyla hükmettikleri akılsız siyasetlerinin temeli olan Atatürkçülük Kampanyalarından bıkmış, usanmış, adeta Atatürk ile yatıp kalkmış biri olarak nasıl haberim olmazdı diye şaşırdım.

Ve olamayacağı kanaatiyle araştırınca, haklı olduğumu görürken, Kamçatka’da azınlık sürgünlerden ve emekli askerlerden oluşan Müslüman cemaatin olduğunu ama ciddi saldırı altında olduklarını da tespit ettim.

Bu yüzden Kamçatka’yı Japonya’da zanneden “coğrafya fakirleri için, önce Kamçatka neresidir, hangi ülkenin idaresindedir gibi bilgileri de yaptığım çevirilerden derleyerek size veriyorum.

Kamçatka, Rusya toprakları içinde yer alan, 400.000 nüfusa sahip, Avrasya kıtasının en doğu bölgesidir. Bir tarafı Pasifik okyanusu diğer tarafı (doğu) Okhostsk (Okotsk) Denizi arasında 1.250.km2 lik (780 mil) bir yarımadadır. Adanın Pasifik- Ohotsk denizleri arasında uzanan Komutan Adaları, Karaginsky Adası, Kamçatka kray (Başkent Petropavlovsk’un da yer aldığı Kroyak ve Ogruk otonom bölgesi.) bölgelerinden oluşan Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir bölgedir. Aynı adla anılan yanardağı dünya mirası değerler arasındadır.

Kuril adalarıyla Japonya'ya bağlantısı görülen Kamçatka yarımadası ile Japonya arasına rahatça bir Türkiye haritası sığmakta, fazlalık ta kalmaktadır.

Kuril adalarıyla Japonya’ya bağlantısı görülen Kamçatka yarımadası ile Japonya arasına rahatça bir Türkiye haritası sığmakta, fazlalık ta kalmaktadır. Kamçatka’nın Rusya’ya ait olup Japonya ile resmi hiç bir ilişkisi yoktur. Bazı okuyucular, yine Rusya’ya ait olan Sakalin adasıyla Kamçatka’yı karıştırabilirler. Bu ayrıma dikkat edilmelidir.

Halkı şaman dini geleneklerini sürdüren Koryaklardır. Bunların dışında, Rus gezgini İvan Moskvitin’in 1639’da bölgeye ilk kez gelerek yaptığı tespitleri Rus çarına götürmesinden sonra 1651’de ilk kez bölgeye giren Ruslar, 1700’lere kadar yarımadada bir Rus nüfusu yarattılar. Onlardan bu güne kadar devlet memurları ile siyasi suçlular için sürgün yeri olarak da kullanıldı.

Başkent nüfusu geçmişteki yerleşimlere ek olarak, SSCB ve şimdiki federasyon idareleri dönemlerinde orduda görevliyken emekli olmuş Rus/Slav Ortodoks askerlerin çoğunlukta olduğu, 15 etnik gruptan oluşan Müslüman cemaatiyle, 30.000 Müslümanı barındıran büyük bir yarımadadır.

Yarımadanın Müslüman halkı, Kırım, Çeçenya, Dağıstan, Azerbaycan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan gibi ülkelerden I. ve II.Dünya Savaşları sırasında yapılan sürgünler ile memuriyet görevi için gelip kalmış olanlardan ibarettir.

Yarımada’da Müslümanlar için ibadet yeri inşası konusu ilk kez Rus yetkililere Müslüman cemaati önderi Kırım Tatarı olan Osman Osmanov tarafından dile getirilmiştir.

Çeçenistan’dan sürülmüş olanların ABD yanlısı istihbari faaliyetlere girerek bölgede bir dini anarşi yapılanması kuşkusuyla soğuk bakıldığından, “cami inşasında ibadet dışında hiç bir art niyetlerinin olmadığına”, cami inşası için gereken paranın bir kısmını topladıklarını tamamı için de kredi temini için çalıştıklarını, bölgeye en yakın caminin 5000 km. kuzeydeki Sibirya- İrkutsk şehrinde olduğuna, cami inşasının bu nedenle gerekli olduğuna dikkat çekmiştir.

Bu uzun çabalardan sonra alınan izin ile 2006 yılında Kamçatka’nın baş şehri Petropavlovsk’ta yapılan ve “İlk Doğu Camisi” ve “İlk Işık Camisi” adı verilen cami, 2006 yılında Kamçatka Müslüman cemaati başkanı, evet Osman Osmanov (Osmanoğlu) tarafından ilk tuğlasının konulmasıyla inşaatına başlanılmıştır..

Caminin yapılması bölgedeki Ortodoks kilisesi patriğinin ve Rus, Slav Hristiyanların hala düşmanlıklarını çekmektedir.

Dinci Rusların Osman Osmanov’un arabasını da patlatmışlardır. 2000 yılında Müslüman Kamçatka Cemaatinin çıkarttığı gazete olan Novaya Kamchtskaya Pravda gazetesinin yazdığına göre, Müslümanlar ve ibadet yeri olan camiye karşı düzenli bir düşmanlık mevcuttur.

Kazakistan-Petropavlosk Ulu Camii rsmidir. Kamçatka Camii resmini bulmak mümkün olmadı.

Bölgenin Slav kökenli halklara ait olduğu iddialarına da cevap veren Osmanov, Kırım Tatarlarının da Cengizhan’ın ilk eşinden, Melkitlerin kaçırdığı sırada doğan, büyük oğlu Çoçi’nin devleti olan Altınorda Devletinin tarihini hatırlatırcasına, Kamçatka’nın 13. yüzyılda Moğollarca işgal edildiğine dikkat çekmiştir.

Bölgedeki gayrimüslümler, kilise ve dinci gruplarca, camiden okunan ezandan şikayet etmeye teşvik edilmektedirler.

Bu Müslüman düşmanlığının arkasında ise olan şudur;
Rusya anayasası İslam dahil bütün dinlere serbestlik vermekteyse de 1991’de Glastnost’la başlayan geriye dönüş sürecinde Rus Ortodoks dininin, devletin resmi dini halini almasıdır.

Rus Ortodoks Başpiskoposu İgnaty, Başlangıçta Müslümanlara karşı bir art niyetinin olmadığını, onlarında dinlerini yaşaması gerektiğini söylerken, Kamçatka Petropavlovsk şehrinin 260 yıldır Ortodoks bir başkent olduğunu, şehri Slav halkın şehri olduğunu, Müslümanların yayılması halinde bölgede dini iç karışıklıkların doğmasına ve yayılmasına neden olacağı nedeniyle burada Müslüman camisinin inşa edilmemesi, olanın da yıkılması için halk oylaması bile istemektedir.

Muhteşem bir demagoji yaptığına tanık olmak da şaşırtıcı değil, beklenen davranıştır.

Kamçatka Petropavlovsk camii resmini bulamadım ama Kilise resmini bulmak kolay oldu. Müslümanların şikayet ettiği kadar da varmış galiba.

Kamçatka Petropavlovsk camii resmini bulamadım ama Kilise resmini bulmak kolay oldu. Müslümanların şikayet ettiği kadar da varmış galiba.

Patriğin bu isteği doğrultusunda sivil toplum örgütleri de aynı yönde faaliyete geçmişlerdir. Milliyetçi çıkışlarıyla bilinen, Milliyetçi Slav Vatanseverler Derneği ile aynı anda Rusya Liberal Demokrat Partisi başkanı Vladimir Zhirinovsky de 2000 Kasımında yapılacak seçimlerle birlikte “Kamçatka’nın Slav yurdu olduğu, Müslümanların Slavların “dini duygularını” inciteceklerini öne sürerek, cami yapımının engellenmesi ile İslami faaliyetlere izin verilmemesi konusunda referandum önermiştir.

Irkçı ve ayrımcı böyle faaliyetler karşı bir açıklama Kamçatka Müslüman Cemaatini sözcüsü Murat Akmişev tarafından yapılmıştır.
Kendisinin Kazak bir Müslüman olduğunu Rus Deniz Kuvvetlerinde 30 yıl hizmet verdiğini anlatarak sözlerine başlamış ve;
“Müslüman düşmanlığı 1992 Çeçen İnguş savaşından sonra ortaya çıkmış Rus ordusunda görevli bütün Müslüman askerler, polisin eylemlerde yer alabilecekleri şüphesi bahane edilerek Kamçatka gibi uzak bölgelere sürülmüşlerdir. Bu uygulamadan sonra Müslümanlar arasında işlenen suç oranları da düşmüştür.

Buna rağmen Rus devletinin halkını “Rus olan ve Rus olmayan” olarak bölmesini, bunca yıllık devlet hizmetine rağmen dini haklarından mahrum bırakılmasından dolayı üzgün olduğunu belirtmiş, sözlerini “Hepimiz Rusya’nın vatandaşlarıyız” diyerek bitirmiştir.

Bir facebook arkadaşımın “Atatürk Kamçatka’da cami yaptırdı” konulu bir Atatürk resmi paylaşmasının doğruluğunu araştırayım derken, hem böyle bir olay olmadığını hem de Kamçatka Müslümanlarının nasıl oralara gittikleri ve de sorunlarını da öğrenip dilimize kazandırmış oldum.

Takdir okuyucularındır.

Alaeddin Yavuz

Kaynaklar;
1-http://www.japantimes.co.jp/opinion/2000/08/07/commentary/muslims-under-fire-in-russian-far-east/#.UydCR_l_sSM

2- https://groups.yahoo.com/neo/groups/tatar-l/conversations/topics/2027

3- http://en.wikipedia.org/wiki/Kamchatka_Peninsula

4-Atatürk Japonya’da cami yaptırdı viedo –https://www.facebook.com/128818453835469/videos/2276109903810/

About Alaeddin Yavuz

60 years old man,Turk, blogger, anti war, antiemperialist, socialist, since 1978's leftist, religionless, peacemaker, antiracest, retired constable, married, have two (one is lost 2013) children, live in Istanbul- Turkiye Yazılarımı ırkçı, etnik,dini ayrımcı bulanlar, Selçuklu ile Osmanlı'nın çöküşünde, Atatürk'e yapılan 26 Kürt isyanı, Şapka yasası bahanesiyle çıkartılan çok sayıda iç isyanın, yine Atatürk'e 25 suikastın arkasında ve 30 yıldır, 50.000 insanımızın ölümünde Kürt Yezidiliği ve onların ardında saklanmış gayrimüslüm azınlıkların olmadığını ispatlasın. Tarih boyunca devletler dinleri, dinler devlet siyasetlerini belirlemiştir. Bilinenlere göre, Sümer ile başlayan din ile devlet siyaseti belirleme, Babil, Asur, İran ve Roma ile sürmüştür. Bu günde, devletler ve dinler günümüzün Roma'sı A.B.D. tarafından yeniden düzenlenmektedir. Yeni tanrılar ve Mehdiler çoktan piyasalara sürülmüştür. Siz, dinlerinizi değişmemiş zannedin durun. Bunları seçtiğimizi zannettiğimiz, onlara çalışan siyasiler, askeri, sivil bürokratlar, eğitimciler, yazar-çizerler ve din adamları yardımıyla yapmaktadır. Din adamları tarih boyunca, daima halka çobanlık eden hakim sınıfın ortağı olmuşlardır. Temel ilkeleri, "Korkut, Kandır, Köleleştir. Ölüm sonrası sonsuz yaşamada, "ebedi mutluluk" vaadini kaçırmakla korkuturlar; Cennet, ve ebedi yaşam mükafatlarıyla kandırırlar; Siyasi ve dini otoriteye itaate razı ederek köleleştirirler. Halka hizmet eden, devlet ve egemen sınıfa karşı koruyan tek bir din yoktur. Tüm yasalar, halkın aleyhine yapılır. Egemen sınıflar yargı tanımazlar. Çobanların sürülerini koruyup, otlatıp,sulayarak beslemeleri ve satmaları gibi, din adamlarının ortağı egemen sınıflar da halkı, küçük refah artışları, dini bağnazlığı körükleyerek kendilerine bağlar, güç ve şöhret kazandıracak savaş iç savaş, terör, işgal olaylarında da kurban ederler. Aynı çobanın sürüsüne yaptığı gibi. Günümüzde Kombine Tesisleri çağdaş hayvancılık ile cağdaş devlet anlayışını daha açıklanabilir hale getirmişlerdir Tacı Haine Giydiren Milletin Kanı Dinmez. Takdir sizindir.
Bu yazı Tarih içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

15 Responses to ATATÜRK KAMÇATKA’DA CAMİ YAPTIRDI MI VE GERÇEKLER

  1. ibrahim alp dedi ki:

    sağolasın kardeşiim bu bilgiler için ben de bunu facebook ta gördüm ve araştırayım dedim.

    Beğen

  2. osman dedi ki:

    orada yaşayan koryak toplumu da türktür hem de kadim türktür.

    Beğen

  3. TC Seher Akdeniz dedi ki:

    Teşekkür ederim.

    Beğen

  4. Sedat dedi ki:

    Teşekkürler!

    Beğen

  5. Sedat dedi ki:

    Teşekkürler. Eline sağlık.

    Beğen

  6. hasan dedi ki:

    Alaeddin bey paylaşılan yazıda Kamchatka nın Japonya da değil, Japonya nın en doğusunda olduğu belirtilmiştir. Söylediğiniz gibi Japonya ile arası 5000 km de değildir. Taş çatlasa 200_300 km. Atatürk tarafından oraya bir cami yapıldığının aksini de ıspatlayacak bir belge ortaya koymuyorsunuz sadece Atatürk’ ün böyle bir hedefi olamaz diyorsunuz. Bu durumda paylaşılan belgeyi ne amaçla eleştirdiğinizi anlamış değilim.Araştırmayı sevdiğinize göre bize daha somut bilgiler sunarsanız sevinirim.Kolay gelsin

    Liked by 1 kişi

    • alaeddinyavuz dedi ki:

      Hasan bey, Japonya’nın Kamçatka ile hiç bir siyasi bağı olmadığı, coğrafi yakınlığının bulunmadığı halde Japonya’nın cümleye sokulması anlamsız olduğu gibi Atatürk Kamçatka’da cami yaptırmadığı da bir gerçek iken, hala Kamçatka’nın Japonyanın “en doğusunda” denilmiş diye yorum yapılması da mantıksızdır.’Haritayı iyice inceleyin. Japonya Pasifik okyanusunda bağımsız bir ada ülkesidir. Kamçatka ise Asya kıtasının en son ve en kuzey ucundadır, doğusunda değildir ve Kuril adalar zinciriyle Japonya’ya bağlanırsa da aradaki mesafe tahmini 3000 km’den az değildir. Rusya devlet haritası içindedir. Bu yorumu yazmadan önce bir haritaya bakınız . Siz Kamçatka ile Japonya’nın kuzeyinde bulunan ve çok yakın olan Sakalin adasını karıştırmış olabilirsiniz.Boşuna harita koymadık. Ayrıca Japonya’nın en doğusunda kuzey ve güney Amerika kıtaları vardır. Biraz harita ve yön çalışmanızı öneririm.

      Liked by 1 kişi

      • Büşra balci dedi ki:

        Yalnız Türkiye Cumhuriyet’i ve Cumhuriyet rejimi 29 Ekim 1929 değil 1923. Km hesabı yaparken yılları kaçırmayalım bizim yeniden dogusumuzun yılı. Emeginizede saygılar.

        Beğen

      • alaeddinyavuz dedi ki:

        Teşekkürler. Gözlerim yazmaktan bozulduğundan bazen imla hataları yapıyorum, idare ediniz

        Beğen

  7. arzu kalkan dedi ki:

    Yazınız için teşekürler kendini bilmezlerin paylaştıklarına inanmadan önce araştırma yapmak istedim yeterince açıklayıcı olmuş umarım herkes araştırıp gerçeğe inanır bağnaz gibi başkalarının söylediğine değil…

    Beğen

  8. alaeddinyavuz dedi ki:

    Atatürkçüler kadar tarihi bilginiz olsaydı memleket bu hale düşmezdi. Sizin, Atatürk düşmanlığınızın arkasında, onun,işbirlikçi hain, sahte Müslüman dedelerinizin haçlı işgalcilerle birleşerek, dini istismar ederek yaptıkları ihanetler yüzünden kafalarına indirdiği darbelerin öcünü alma emelleriniz olduğunu da bütün Atatürkçüler ve dünya bilmektedir.
    Bu hainliğiniz, Demokrat partiden AKP hükumetine kadar geçen sürede deşifre olmuştur. Ayrıca, çoğunuzun da Müslüman görünen gayrmüslümler olduğu da bir gerçektir. Zira Atatürk’ün astırdığı sözde din adamlarının hepsinin kökenleri Ortodoks Hristiyanlık ve Yahudilikten dönme sahte din adamlarıdır ve işgal ordularına törenler düzenleyen şerefsizlerdir.
    Selçuklu’dan Türkiye cumhuriyetine Müslüman görünüp haçlılarla işbirliği yapan hainlersiniz.
    Sizin dışınızdaki herkes Atatürk’ü sever veya takdir eder.
    Atatürk cami mi satmış? Bu da asılsız, dedelerinizin geçmişte yaptığı iftiralara ilave bir kapsız yalandır, kuru iftiradır. AKP’nin camilerde Hristiyan ayini yaptırdığı, Alpaslan zamanında cami yapılmış binaların arazileriyle Hristiyan vakıflarına geri verildiği, camilerin yıkılıp AVM yapıldığı, cemaati olmayan kiliselerin onarılıp ibadete açıldığı, Ermenistan’dan cemaat getirildiği, kilise, havra ve camiyi bir yapıp putların satıldığı, put pazarları olan putperest çağların dev Satürn mabetlerine benzer, cemaati olmayan yerlere bile binalar inşa edildiği günümüze bakılırsa cami satılması bile önemli bir olay sayılmaz bence. Atatürk’ü koruma yasasını da AKP’nin kökeni sayılan D.P hükumetidir, Atatürk de İsmet paşa da Atatürk’ü korumak için bir yasa çıkartmamışlardır.
    Bilginize.
    Siz gerçek kimliklerinizi ortaya koyarak, İslam ve Türkçülüğü alet etmeden ortaya çıkın da halkın o zaman size nasıl bakacağını görünüz. Ki buna cesaret edemeyecek kadar da korkak ve aşağılıksınız.
    Atatürk kadar taş düşsün başınıza.
    Atatürk gibi bütün dünyanın takdirini kazanmış bir kişiliği, sizin gibi hainlerin bütün düşmanlıklarınıza rağmen koruma kanunlarına gerek kalmadan bu millet korumaktadır.
    Zaten o koruma kanunu da Atatürk’ün adıyla Amerikancılık yapılmasının eleştirilmesini engellemek için çıkartılmıştı. 11 Kasım 1938’den beri Atatürk düşmanlığı zaten hız kesmeden sürmektedir.
    Siz hainlikleriniz içinde kavrulup gidin.
    Neymiş, Atatürkçüler tarih bilmezmişmiş.
    Bu yazıyı yazmama sebep olan da zaten sizin gibi Atatürkçü görünen ama onu karalayan ve yalan bilgiler veren şerefsizler yüzündendir.
    Atatürk ve Türk milleti hakkında yazıp çizdiğiniz bütün yalan ve iftiralar boyunlarınıza dolanacaktır elbet. O gün de utanmayacak kadar adisiniz.
    Ayrıca yazının konusu, Tokya cami de değildir, Atatürk tarafından Kamçatka’da cami inşa edildiği” iddiasının boş olduğunu kanıtlamaktır.
    Tokyo camisini tartışmak da değildir.
    İşte sizin okuduğunuzdan anladığınız bu kadardır, yani okuduğunu bile anlamayan, anlamadığı konuyu da özünden saptırarak gereksiz tartışmalara yönlendirerek paye kapmaya çalışan adilersiniz.
    Tokyo Camii hakkındaki internete ve verdiğiniz linkteki dahil tüm yazıların hepsinin AKP döneminde hazırlandığını, hatta bazılarının bu yazımın yayınlanma tarihinden sonra yazıldığını da sayenizde fark ettim.
    Sizler AB parlamentosunda “Yeryüzünden Atatürk ve Türk adını sileceğini vaat etmiş bir siyasi iktidarın sahiplerinin maaşlı savunucu memurlarısınız.”
    Allah akıl fikir versin de bastığınız toprağa sahip çıkacak kadar aklınız olsun.

    Beğen

  9. alaeddinyavuz dedi ki:

    Sen de yorum mu yaptın yani?
    Yazının konusu, Tokyo camiini Atatürk yaptırdı mı, para mı gönderdi konusu değil.
    Yazının konusu resimde yazan “Atatürk Kamçatka’da cami yaptırdı” iddiasını yalan olduğu konusudur ve Kamçatka’da Atatürk’ün cami yaptırmadını anlatmaktır.
    Yalan yanlış, astarsız iddialarla Atatürk’ü yüceltir gibi görünüp, araştırılınca ortaya çıkan adice yalanlarla onun büyük kişiliğini küçük düşüren işlerde mahir olanların cehaletini ortaya çıkarınca, bu gerzeklerin konuyu aslından saptırarak puan arama babalarına sen de katılmışsın da farkında değilsin.
    Yazıyı ne biçim okuyorsunuz anlamıyorum ki.

    Beğen

  10. Yılmaz Gürsen dedi ki:

    Kamçatka Rusya sınırları içeridindedir. Oradaki caminin temeli 1993 yılında atılmış sonraki yıllarda tamamlanmıştır.

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.