AKP BİR İHANET KOALİSYONUDUR


 

AKP BİR İHANET KOALİSYONUDUR

Görsel

 

2006’dan beri AKP’nin bir Kürt-Rum koalisyonu olduğunu yazıp çiziyorum. Fikirlerimi paylaşanların her gün artmasına benden farklı düşünen ama aynı yola çıkan fikirlerle işbirlikçi AKP ve yandaşlarıyla mücadele eden diğer yoldaşların çabalarına AKP’nin eğitimden aile yaşamına, mezhep farklılıklarından din ve soy farklılıklarına halkı bölen siyasetlerinin eklenmesiyle ülkemizde ve bölgemizde AKP ve temsil ettiği küresel sermayenin gözden düşmesi hızlanmıştır.

Bu yıl Gezi Olayları ile bu uyanış eylem aşamasına geçmiştir. AKP ve yandaşları bu eylemleri her ne kadar görsel ve işitsel basında halktan saklasalar da halk sokağa çıktığında bu eylemleri görmekte ve hatta kendileri de bu eylemcilere katılmaktadır.
Son Haçlı Seferi olan I. Dünya Savaşının başladığı ve Çanakkale savunmasının da yer aldığı bu tarihin 100. yılında ülkemizin de işgal yılı olacağı artık belleklere yerleşmiştir.

1911’de Tunus, Libya ve Cezayir’in İtalya ile Fransa tarafından Osmanlı’ya verdikleri uyduruk bir muhtıranın ardından işgal etmelerinin tam 100. yılında yani 2011’de işgal edilmelerine dikkatinizi çekerim.
Evliya Çelebi meşhur seyahatnamesinde Sultan I.Ahmet zamanında yaptığı Doğu Anadolu gezilerinde yaptığı tespitlerde Osmanlı’ya isyan eden Yezidi Kürtler ile Süryanilerin Gürcülerle işbirliği içinde oldukları ve kölelerinin de Gürcülerden olduğunu yazmaktadır. Yıl 1658.
Osmanlı’nın yıkılış, işgal tarihi olan 1914-1919′ larda “Kürt İslam’ının kurucusu Deliüzzaman-ı Said- Kürdi’nin 1916 Rus işgali öncesinde İngiliz rahip ajanı Mr. Frew’un tavsiyesi ile Gürcistan Tiflis’e gittiğini ve bir Rus Çarlık istihbarat polisi ile görüştüğünü, yazatası olan Hüsrev’e yazdırdığı “Tarihçe-i Hayatım” adlı saçmalığında itirafına tanık oluyoruz.
Aslen Bitlis Nors (Nurs) kasabasından şafi bir aileden gelen Deliüzzaman-ı Said-i Kürdi’nin memleketi olan Bitlis’in kardeş şehrinin de Tiflis olduğunu Evliya Çelebi gene seyahatnamesinde belirtmektedir. Bu iki şehri Büyük İskender’in Bitlis adlı “köle komutanının” inşa ettiğini ve her iki şehir halkının da Rum yani Grek/Yunanlı olduğunu yazmaktadır.

Görsel
Gürcüler de Müslümanlığa geçmeyen en doğu Hristiyan toplum olup Bizans’ın devamı olduklarını iddia ettiklerine göre, bunlarla bağlantılı hareket ederek Müslüman takiyesi yapan Kürt İslamcısı Nurcuların özünde Türklük ya da İslamiyetle hiç bir ilişkilerinin olmadığını, Sabi-Süryani Bizans’ı kovaladıklarını anlamak güç değildir.

1952 yılında Hristiyanlık dünyasının manevi başkenti olan Roma’daki Vatikan şehir devletinde yaşayan Papa’nın rızasına kavuşup Türkiye Vatikan elçisinden “Sadakat Ödülü” alan Deliüzzaman-ı Said-i Kürdi’nin (Nursi, Bediüzzaman da denir) Nurcu ve 1992 yılında gene Vatikan’daki papaya sadakat mektubu yazıp, gidip el öpen F.Gülen’in kurduğu Fethullahçı akımın temsilcisi Adalet ve Kalkıma Partisi hükumetinin kurucusu Recep Tayyip Erdoğan da 1915’te Ermeni Tehcirinden kaçan Süryani asilerin Gürcistan’a sığınmalarını takiben Batum’un boş bir bölgesine yerleştirilen ve kurdukları kasabaya “Bagata (Asi-İsyancı)” adını veren 68.000 Süryaninin soyundan bir Türk ve Müslüman düşmanı olduğunu “2003 Gürcistan Azınlık Raporu” nu Türkçeye çevirdiğim yazımda belgelemiştim.

Dedesinin “Haksızlığa tahammülü olmadığı için Adana’da zalim bir vali varmış, dedem ona karşı savaşırken ölmüş” diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın dedesinin 30 Ekim 1918’de teslim olan Osmanlı’nın topraklarına Gürcistan’dan salınmış, FRANSIZ ASKERİ ÜNİFORMASI GİYDİRİLEREK Türk askerine kurşum sıkan, Suriye’den geri döndürülmüş ve Adana’da 1099’da I. Haçlı Seferinde kurulan Klikya Ermeni Krallığını tekrar kurmak için teşvik edilen 178.000 Ermeni’ye destgek için gönderilmiş eşkiya olduğunu yazmamdan sonra başbakan bu lafını adeta unutmuştur.

Ama, onun yerine bu gün Adana’ya gönderdiği soydaşı Hüseyin Avni COŞ adlı valisi adeta 1919’daki Adana valisinin gösterdiği vatanseverliği silercesine ihanetini sürdürmektedir.
Daha bir kaç gün önce gene Gürcistan-Rusya-Vatikan-AB-D bağlantılı çalışan PKK terör örgütünün kurmak istediği sözde “Kuzey Kürdistan devleti, Diyarbakır’a davet edilen Kürt Yahudileri putperest Mesut Barzani, Şivan Perver, İbrahim Tatlısesler eşliğinde resmen “Kürdistan” ifadesini de kullanarak 1300 yıllık ihanetlerini taçlandırdığını kanıtlamıştır.

Bu yapılanmanın tek zayıf tarafı köktndinci Ermenilerdir. Çünkü Müslüman ve Türk takiyesi yapan Sabi, Süryani, Yezidi Kürt tayfası içinde “Rum” olmaktan nefret edenler bunlardır.
Ermeniler de Allah’a “Hay” adıyla inanan Hıristiyan olmalarına rağmen Allah’a inanan ve namaz kılan ama Kur’an-ı ve Muhamm et’in peygamberliğiniret eden Hıristiyan Sabiler olan Süryanilerin din kitapları ayrı Habeş İncil’idir ve bunlar Süryaniler ile Yezidiler gibi namaz kılmazlar.

Hazreti Muhammet’in “Şeytan Bizbat” olduğunu, peygamber olmadığını Bizans imparatoru Herakles’ bir mektupla iftira eden bu Süryaniler, asırlardır “Müslüman olduk” deyip dini bozmuşlardır. Bu gün AKP iktidarı ile Yahudileştirip Hıristiyanlaştırdıkları gibi.
AKP’nin de Osmanlı’daki Celali isyanlarını, Yezidi Kürt, Süryani, Ermeni isyanlarınıçıkartan ve Gürcistan-Vatikan-Rusya bağlantılı çalışanların bu günkü ortakları da aynıdır.

Tarih aynen tekerrür etmekte sadece asilerin davranışları, siyasetleri, dilleri değişmektedir.
“Allah” adıyla Müslüman ve Türkleri kıyan, PKK, El Kaide, El Nüsra, Öso gibi “Selefi Müslümanlardan (Allah’a inanıp nama zkıldıkları halde İslam’ı ve peygamberiniret eden ama halife fetvasıyla Müslüman sayılanlar yani Yezidi, Süryani ve Ermenilerin bunlara karışanları ile Beyt-ül Şems Yahudileri)” oluşan, Haçlı İşgalcilerle kolkola olan, acımadan Müslümanların kellesini kesip ırzına geçen bu kansızlarla ortak siyaset yürüten AKP BİR İHANET KOALİSYONUDUR.

30 yıldır terörist olan PKK terör örgütünü devlete ortak eden ama vatansever, pnlarla savaşan asker, polis ve diğer kesimlerden insanları hapislere tıkan, Türk adını ağzına almayan ve nefret eden AKP ve başbakanı sizde hiç şüphe uyandırmamakta mıdır?

Başbakan “Türk Milleti” demiyor.
Ne diyor?
-Bu Millet!

“Türk bayrağı” demiyor.
Ne diyor?
-Bu bayrak!

Görsel

Bu bayrak uğruna binlerce yıldır şehitler veren bu millet “Bu Başbakanın hain olduğunu anlamıyorsa” o zaman gerçekten “Bu Millet” olmayı hak etmiştir. (%51’i hariç)
Tacı haine giydiren milletin kanı dinmez!

Böyleyse aksın kanınız AKP’nin işbirlikçisi olduğu NATO adlı “Haçlı Ordusunda!”
Ben uyardım, uyarıyı anlamak ve doğruluğunu tahkik etmek her Müslüman’ın vazifesidir.

Ordusunu tasfiye etmiş, generallerini hapse tıkmış, terör örgütünü “çözüm süreci” adı altında serbest bırakmış, her yerde kadınların özgürlüklerini kaldırıp köleleştiren, eğitim dışı bırakan, Yezidi kıyafeti olan Çarşaf, Sabi-Süryani kıyafeti olan siyah Çarşaf-peçeyi teşvik eden takiyeci devşirmeleri ben de dini bakımdan teşhir ediyorum.

 

Takdir okuyucunundur.

Görsel

Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc

 

About Alaeddin Yavuz

60 years old man,Turk, blogger, anti war, antiemperialist, socialist, since 1978's leftist, religionless, peacemaker, antiracest, retired constable, married, have two (one is lost 2013) children, live in Istanbul- Turkiye Yazılarımı ırkçı, etnik,dini ayrımcı bulanlar, Selçuklu ile Osmanlı'nın çöküşünde, Atatürk'e yapılan 26 Kürt isyanı, Şapka yasası bahanesiyle çıkartılan çok sayıda iç isyanın, yine Atatürk'e 25 suikastın arkasında ve 30 yıldır, 50.000 insanımızın ölümünde Kürt Yezidiliği ve onların ardında saklanmış gayrimüslüm azınlıkların olmadığını ispatlasın. Tarih boyunca devletler dinleri, dinler devlet siyasetlerini belirlemiştir. Bilinenlere göre, Sümer ile başlayan din ile devlet siyaseti belirleme, Babil, Asur, İran ve Roma ile sürmüştür. Bu günde, devletler ve dinler günümüzün Roma'sı A.B.D. tarafından yeniden düzenlenmektedir. Yeni tanrılar ve Mehdiler çoktan piyasalara sürülmüştür. Siz, dinlerinizi değişmemiş zannedin durun. Bunları seçtiğimizi zannettiğimiz, onlara çalışan siyasiler, askeri, sivil bürokratlar, eğitimciler, yazar-çizerler ve din adamları yardımıyla yapmaktadır. Din adamları tarih boyunca, daima halka çobanlık eden hakim sınıfın ortağı olmuşlardır. Temel ilkeleri, "Korkut, Kandır, Köleleştir. Ölüm sonrası sonsuz yaşamada, "ebedi mutluluk" vaadini kaçırmakla korkuturlar; Cennet, ve ebedi yaşam mükafatlarıyla kandırırlar; Siyasi ve dini otoriteye itaate razı ederek köleleştirirler. Halka hizmet eden, devlet ve egemen sınıfa karşı koruyan tek bir din yoktur. Tüm yasalar, halkın aleyhine yapılır. Egemen sınıflar yargı tanımazlar. Çobanların sürülerini koruyup, otlatıp,sulayarak beslemeleri ve satmaları gibi, din adamlarının ortağı egemen sınıflar da halkı, küçük refah artışları, dini bağnazlığı körükleyerek kendilerine bağlar, güç ve şöhret kazandıracak savaş iç savaş, terör, işgal olaylarında da kurban ederler. Aynı çobanın sürüsüne yaptığı gibi. Günümüzde Kombine Tesisleri çağdaş hayvancılık ile cağdaş devlet anlayışını daha açıklanabilir hale getirmişlerdir Tacı Haine Giydiren Milletin Kanı Dinmez. Takdir sizindir.
Bu yazı Uncategorized içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.